AFFET BENİ


Beni böylesine sevdiğini bilseydim
İnan bana bende seni severdim
Aşkının karşılığını veremedim, affettin
Ama sonunda dayanamayıp sende terkettin
Biliyorum suçluyum ama af diliyorum
Hatalarımı unutup affedeceğini biliyorum
Ne olur canımın içi affet beni
Çünkü deli gibi seviyorum hala seni

Affetmezsen eğer beni, o an ölmek isterim
Ölmeden o tatlı yüzünü görmek isterim
Gözlerinin içine dalar gider gözlerim
Belki yine seni delicesine sevdiğimi söylerim
Biliyorum suçluyum ama af diliyorum
Hatalarımı unutup affedeceğini biliyorum
Ne olur canımın içi affet beni
Çünkü deli gibi seviyorum hala seni

Sensizliğe ağlarım, seni andıkça sevgilim,
Ellerim boş, gözyaşlarıyla dolar gözlerim,
"Gül" diyorlar bana ama sensiz nasıl gülerim?
Hep seni düşünüp içim kan ağlarken benim,
Biliyorum suçluyum ama af diliyorum
Hatalarımı unutup affedeceğini biliyorum
Ne olur canımın içi affet beni
Çünkü deli gibi seviyorum hala seni

Hüzünlü gecelerimde senin hayalinle avuturum kendimi,
Elimden hiç düşürmediğim resmin unutturur kederimi,
Saatler geçmek bilmiyor, günler uzadıkça uzuyor,
İsmin dilimden, resmin elimden düşmüyor,
Biliyorum suçluyum ama af diliyorum
Hatalarımı unutup affedeceğini biliyorum
Ne olur canımın içi affet beni
Çünkü deli gibi seviyorum hala seni

O kadar özlüyorum ki seni bir bilsen,
Yanıma gelip affettim seni sevgilim desen,
Ellerimi tutup, gözlerime gülümsesen,
Hayallerim bunlar benim, bilemiyorum neden,
Biliyorum suçluyum ama af diliyorum
Hatalarımı unutup affedeceğini biliyorum
Ne olur canımın içi affet beni
Çünkü deli gibi seviyorum hala seni

Bir gün döneceksin bana, döneceksin değil mi sevgilim?
İnan bana daima seni bekleyip hiç kimseyi sevmeyeceğim
Solmuş ve kuru bir gül gibi idi sensiz geçen günlerim,
Mutluluğumuz için, seni ölene dek beklerim
Biliyorum suçluyum ama af diliyorum
Hatalarımı unutup affedeceğini biliyorum
Ne olur canımın içi affet beni
Çünkü deli gibi seviyorum hala seni
                                                                    

AĞLADIM



Hüzün yıldızları parlıyor bugün gökyüzünde,
Bu gece yine için için yanıyorum,
Oturmuş seni düşünüp ağlıyorum,
Seni, gidişini, sevişini, herşeyini...
Unutamıyor işte seni şu yaralı kalbim,
Yaptıklarını hatırlayıp, pişman oluyor...
Seni düşünüyorum bu gece, karanlık gökyüzünde...
Simsiyah gökyüzünde parlayan yıldızları seyrediyorum,
Onları sana benzetiyorum,
Kararmış kalbimin bir kenarında yanan meşale misali...
Dedim ya seni düşünüyorum bu gece,
Beni sevdiğini, bana nasıl baktığını, bana nasıl güldüğünü,
Ellerimi nasıl tuttuğunu, ellerini nasıl tuttuğumu,
Büyüyen bir ateş gibi sevgimizin nasıl çoğaldığını,
Ve birgün ansızın bırakıp gidişini...
Son vedanı hatırlıyorum, gözlerime ağlarcasına baktığını,
Gözlerini kalbime gömdüğünü hatırlıyorum,
Bir daha çıkamasın diye...
Çıkamadılar zaten kalbimden gözlerin,
Ölüler dirilirler mi ki gömülenler çıksın, gitsin?
Gittin son bir veda ile gözü yaşlı,
Elimde kolyen, ardından dakikalarca baktım, ağlamaklı,
Sıkıldım, üzüldüm, perişan oldum ama ağlamadım...
Ağlayamadım, engel oldu gururum, engel oldu aşkım,
Uzaklara gittin, belki birdaha asla geri dönmemecesine,
Özledim seni deliler gibi, özlüyorum hala...
Sen bir yerde ben bir yerde, yinede sönmedi sevgimiz,
Aksine çoğaldı dağlar gibi oldu hasretimiz...
Hep seni hayal eder, hep seni düşünürdüm,
Sesini duyunca yaşar, duyamayınca ölürdüm,
Aradın beni aylarca bir sevgi uğruna,
Ne yazık ki ihmal edildin bir hata uğruna,
Kırıldın, ağladın, affettin ama hep sevdin,
Beni sevdin gülüm beni, kalbi kırık bir vefasızı,
Yine ihmal edildin yine unutuldun bir hiç uğruna,
Yine kırıldın, yine ağladın, yine affettin...
Bir daha unutuldun, sevdanla başbaşa bırakıldın,
Yine kırıldın, yine ağladın ama bu sefer affetmedin...
Sevdiğini en mutlu gününde öldürdün, ve ardına bakmadan gittin...
Beni benle başbaşa bıraktın, yıkıldım, üzüldüm, kırıldım...
Senden ayrılınca kaldım çaresiz, sevgisiz ve birde sensiz,
Hep sensizdim zatem ama şimdiki kadar asla değil...
Parçalanmış bir kalbe sahip oldun mu sen hiç?
Parça parça edilmiş, yıkık ve virane, bir o kadarda vefasız...
Önceleri üzüldüm, yıkıldım ama asla ağlamadım...
Geldi geçti deyip senide gözlerin gibi kalbime gömdüm...
Unuttum dedim, unutacağım dedim, unutamıyorum dedim, 

UNUTMAM dedim...
Önce gözlerin sonra sen çıktın kalbimden,
Bir vicdan azabıdır başladı ölü yüreğimde,
Hiçbir şey kalmadı, senden başka kalbimde,
Hatıraların, gözlerin ve sözlerin...
Şiirlerini getirdiler bana,
Beni öldüren şiirlerini...
Vefasız dediğini duydum, yıkıldım,
Düşündüm seni gecelerce daima tek başıma,
Şiirlerin öldürdü, hasretin yaktı yüreğimi,
Kırıldım, üzüldüm, yıkıldım ve en sonunda ağladım...
3 kişi ağladık sana; ben, kalbim ve gözlerim...
Sana yandım, seni sevdim, seni hatırladım heryerde...
Belki birgün sesini duyarım umuduyla telefon bekledim günlerce,
Telefon gelmeyip sesine hasret kalınca ağladım ağladım,
Sana yaptıklarımı ancak o zaman anladım...
Duydum ki kalbini vermemişsin kimseye,
Olurda içinde görürler beni diye...
Benim kalbimide istediler, ama vermedim kimseye,
Olurda içinde seni görürler diye...
Gökyüzü yıldızlar ile doluydu, ben hep seni düşünürken,
Hüzün yıldızları koydum adlarını, seni hatırlatıyorlar diye,
Aynı onlar gibi sende benden çok uzaklardaydın,
Hep göz kırpardın uzaktan, sessizce,
Bense hep seni bekledim kırık kalbim, yaşlı gözlerimle...
Bazen hayallere dalıyorum, seni düşünüp ağlıyorum,
Seni ve sevgini arıyorum hep kalbimde...
Düşmüyor adın hiç dilimden,
Öleceğim gülüm bir gün ben, senin sevginden, senin derdinden...
Bir gün göreceğim yine belki seni,
Seni, beni unutmuş, benim olmayan seni...
İşte o an aşkımın gözyaşlarını hatırlayacağım,
Ve yine bir köşeye oturup ağlayacağım...
Yemin ettim senin üstüne sevmeyim başkasını diye,
Ve heryerde, her zaman tekrarlıyorum yeminimi;
Seni unutmam için öldürseler bile,
Karşılık olarak dünyayı verseler bile,
Darağacı kurup idam etseler bile,
Senden başkasını asla sevmeyeceğim...
                                                                         GİZEMLİ DELİKANLI

BİR GÜN ANLARSIN


Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Neçarşaf halden anlar, ne yastık
Girez pencerelerden beklediğin aydınlık
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın
Onun unutamadığın hayali
Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine
Sevmek ne imiş birgün anlarsın

Bir gün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin
Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için
Vurursun başını soğuk taş duvarlara
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
Duyarsın
Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
Niçin yaratıldığını
Bu Dünya'ya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini
Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
Dolar gözlerin, için burkulur
Sevmek ne imiş birgün anlarsın

Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların
Sevilen gözlerin erişilmezliğini
O hiç beklenmeyen saat geldi mi
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz
Uzanır gökyüzüne ellerin
Ama çaresiz
Ama yorgun
Ama bitkin
Bir zamanlar geçmiş günlerin hayaline dalarsın
Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler, acı
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi, ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet edersin yaşadığına
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden
Seni sevdiğimi bir gün anlarsın
                                           GİZEMLİ DELİKANLI

ANLAYAMIYORUM

Anlayamıyorum bazen seni,
Bilmiyorum seni nasıl sevdiğimi,
Ama seviyorum seni kahretsin,
Her zaman içimdesin,
Nasıl bilebilirdim sana böyle tutulacağımı,
Her an seni düşünüp, anımsayacağımı,
İçimde öyle büyüksün ki canım,
Sonsuza dek silemezsin içimdeki sevgini,
Anlatamam sana hislerim,
Kalbimdeki senin değerli yerini, derinliğini,
Sana sevgim aşktan öte çocuk masumluğu,
Yüzündeki tebessüm, içime sızan su duruluğu,
Bu benim yazdığım ilk şiirim,
Oda sana armağan sevgilim,
Kızsamda sana bazen,
Hiç kıyamam sana bi tanem,
Yaşadım seninle herşeyin ilkini,
Sevemem artık senden başka birini,
Gün gelip ayrılsa bile yollarımız,
Unutmayacağım seni,
Silmeyeceğim seni,
Silmeyeceğim kalbimdeki izlerini,
Yemin ediyorum sen ilk ve sonsun,
Kalbimde sönmeyen kıvılcımlı korsun,
Unutmaki kalbim hep seninle,
Beni unutacak olsan bile...
                                                     GİZEMLİ DELİKANLI

BEN SENİ SEVDİM

Ben senin en çok sesini sevdim                  
Buğulu çoğu zaman,taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili

Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kah çocukça mavi, kah inadına yeşil
Aydınlıklar,esenlikler,mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren içinde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acılar,güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar,zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin,her şeyin üstünde tutan sevdiğini

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden varolmanı,benimle bütünleşmeni
Mertliğini,yalansızlığını,dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim,ben seni......
                                                                                   

Sevgi üzerine yazılan bir öykü
İnsanlar da kahraman.
Bazıları mutludur çoğu zaman
Kimilerinin de hâli çok kötü.

Yüreğinde beslersin hislerini,
Bakışlarına yansır her yerde,
Dünya dar gelir nedense
Haykırmak için sözlerini.

Dizeler dökülür kaleminden
Ruhunu yazarsın oraya
Sonra gelince herşeyin sonuna,
Boşanır yaşlar gözlerinden

SAHİLDEKİ GECE

Ver elini sevgilim, gidelim buralardan.
Hayatın yüzüne haykıralım özgürlüğümüzü,
Gidelim uzayan yollardan, geçelim yüce dağlardan.

Denizin kumları dövdüğü sahile gidelim seninle.
Oturalım esen yele karşı yanyana.
Beyaz martıların kanat çırpması gibi,
Yorgun dalgaların rüzgarla savaşması gibi,
Yoğuralım sevdamızı gönüllerimizde.
Yemin edelim defalarca hep seveceğimize.

Güneş batsın, gece olsun sonra.
Mehtap aydınlatsın gözlerimizi, tutuşan ellerimizi.
Uzaktan geçen iki gemiye takılsın o gece gözlerimiz
Derin duyguların tebessümüyle dolsun,
Hani o dudağına deniz tuzu dokunmuş yüzlerimiz.

Bu gece dolunay var sevgilim, uzanalım kumlara birlikte,
Hani o denizin, kumları dövdüğü sahilde

                        

MASMAVİ SEVGİLER

Sevgi bazen ıssız bir ada.
İnsanlardan uzak, denizin ortasında.
Hani yalnız kalırsın ya
Sevdiklerinden ayrı, karanlığın kucağında.

Sevgi bazen bir martı.
Kuşlar gibi özgür semâlarda.
Hani yeni bir aşka başlarsın ya.
Eski fırtınalı günler ardında.

Sevgi bazen bir yakamoz.
Dans eder uzakta dalgalarla.
Hani hiç ayrılmamak istersin ya.
Seni sen yapan ışıklarla.

Sevgi bazen de bir iskele.
Gidiş kapısı uzak diyarlara.
Hani bir vapur bağırtısında uzaktan el sallarsın ya
Birdaha kavuşmamak üzere sevdiğin insanlara

NİÇİN Mİ SEVDİM?

Ben seni niçin mi sevdim?
Seni ilk gördüğüm zaman bile
Farkında olmadan sana kaptırdığım kalbimi
Geri alabilmek ümidiyle sevdim seni.
Korku tünelinde tir tir titreyen bir çocuğun
Korkusunu yenebilmesi için sevdim seni.
Ben seni niçin mi sevdim?
Her zaman terk edilen birinin terk edilmeyi yenmesi,
Bir daha da terkedilmemesi ümidiyle sevdim seni.
Ben seni babama hayır duası ettirmen,
Anama iyi bir gelin olman,
Bana da dünyada bir eş,
Ahirette yoldaş olman için sevdim.
Sen beni niye sevmedin?

          

SEN VE BEN...

Elimde olsa da, yıldızları diyorum...
İndirsem gökyüzünden, bir bir saysam avuçlarına...
Günlük güneşlik edebilmek için akşamlarını, güneşi diyorum.

Zincirlere vursam ufkunda.
Elimde olsa da, kışları yok edip ömründen,
Baharları serebilsem ayaklarına hem de öyle baharlar olsun ki,
Kankırmızı güller saçsın bahçende...
Bir bir takayım saçlarına bir o yana, bir bu yana...
Elimde olsa da yüreğimi söküp yerinden,
Ömrümü diyorum, verebilsem aşkına zamanı durdurup.

Yanımda olduğun anlarda boşaltsan diyorum.
Silahımdaki tüm mermileri, acılara, dertlere, ayrılıklara...
Ve elimde olsa birtanem, yıksam diyorum baştan başa...
Yeniden kurardım işte o zaman, güzelliklerden oluşan yeni bir dünya. Sana.....bana.....aşkımıza.....ve içinde yalnız sen ve ben...

                                                 

SENİ SAKLAYACAĞIM

Seni saklayacağım.
Seni saklayacağım inan.
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek.
Ve kimseler görmeyecek seni.
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin, duyacaksın.
Parıldayan bir sevgi sıcaklığı.
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor.
Gelen günler geçenlere...
Dalacaksın.

Bir sevgiyi anlamak,
Bir yaşam harcamaktır.
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz.
Yaşayacağım gözlerimde,
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım,
Anlayacaksın.

           

SELAM

Kuşlarla selam göndersem, rüzgârlarla öpücük...
Ve sana seni sevdiğimi söylesem kızarmısın?
Ya da bir dilenci olsam, gelsem kapına senden
Birazcık sevgi istesem, ben olduğumu görüp de kovarmısın?
Ya da bir gül bulsan yerde, bülbüllerin aşkını,
Benim sana attığımı görsen tutup da yapraklarını yolarmısın?
Ya da duysan bir gün kederimden senin için senin için öldüğümü,
Mezarımın başına gelir de ağlarmısın?

AŞKA DÖNÜŞ

Dönebilmek o dönüşü olmayan yollardan.
Sürekli bir aldanış bir daha bir daha
Hiç bitmeyecek gecelerden bir sabaha,
Çıkabilmek ve sevmek durmadan usanmadan.

Konuşmak konuşmak gözlerle fısıltılarla.
Duymak büyülü sıcaklığını beyaz ellerin.
Her geçen dakika var olduğunu anlamak için,
Yaşamak arzu dolu dudaklarda, şarkılarla.

Unutmak ne varsa kötülükten yana.
İnmek sevilen gözlerin derinliğine.
Öyle mutlu, öyle sarhoş alabildiğine
Bin yıl içmek o sulardan kana kana

Hergün ona koşmak dağlardan tepelerden.
Her yerde, her zaman onsuz edememek.
O en tatlı hayal, en büyük gerçek,
Anlarsın taşan o günlerden gecelerden.

Sonra bir gün, bütün o karanlıkları yırtasın gelir.
Başını alıp gidesin gelir uzak denizlere.
Artık herşey boş ve yalan sevdin ya bir kere...
Her yerinden bir buğu halinde o yükselir.

Sen yoksun artık anla yeryüzünde bir tek o var.
Onun elleri var, gözleri, dudakları
Anlarsın tenin beslediği zaman toprakları
Ve hâlâ seversin zaman bitinceye kadar.

Yeniden varoluştur ya bir başka türlü oluştur bu
Nice aldanmalardan sonra aşka dönüştür bu.

SEVGİ PEŞİMDE

Sen seviyorsan akan sular durur.
İşte bak! Görüyorsun değil mi?
Sen artık sevgiye hasret değilsin.
O da sana değil
Birbirinizi buldunuz.
Bu yalnızlık denizinden,
İşte el ele tutuşarak ayrıldınız.
Ama gülerek, ama ağlayarak
Sevinçle boynuna sarıldı değil mi?
Kızgınlıkla gürledi, hırçınlaştı.
Biliyormusun buna rağmen,
Seni terk-i diyarlarda yalnızlığınla yormadı.
İşte bunun adına sevgi diyorlar.
Bedelini kimsenin ödeyemediği bir sevgi.
Ama şunu unutma ki,
O sevgi senin peşinde.
Sen onu sevene dek.

MAHALLE AŞKI

İlk defa mahalleye geldiğin gün görmüştüm seni.
İste hayalimdeki kız diyordum, kendi kendime.
Uzaktan da olsa farketmiştim o kara gözlerini
Rüyalarıma bile girmişti o kara gözler.
Birşeyler olmuştu o günden sonra bana
Senden başkasını düşünemiyor,
Ve sürekli balkona çıkmanı bekliyordum.
Uzaktan da olsa seni görebilmeyi ne çok hayal ediyordum...
Mahalle aşkıydı bu işte kara gözlüm.
Avutuyordum yalan da olsa kendimi.
Bir anlatabilseydim sana içimdeki sevgiyi
Açılmayan bir kilit vardı ki yüreğimde
Kalbimin hücresine öylesine sıkıca hapsedilmiş
Cengiz Kurtoğlu’nun şarkılarıyla ağlıyor ve seni böyle anıyordum
İşte her geçen gün aşka yenilip eriyordum.
Bir farkedebilseydin oysa sen beni,
Bir durdurabilseydin içimdeki seli,
Mahalle aşkı bu işte kara gözlüm.
Aklımdan bir an dahi olsa çıkmıyordun.
Ne geceleri uyutuyordun ne de gündüzleri rahat bırakıyordun.
Camide ettiğim dualar,
Türbede dilediğim adaklar,
Ve uğruna şiir yazdığım o kara gözlerdir.
Beni kendine öylesine ama öylesine sıkıca bağlayan,
Bu nasıl tutkuydu, ama anlayamadın bir türlü
Ne güldürüyor ne de öldürüyordu
Sanki intikam alırcasına kalbine saplanmış,
Vurdukça vuruyor ve ağladıkça süründürüyordu.
Ölmek, ayakta kalmaktan daha zordu
Mahalle aşkı bu işte kara gözlüm
Bedenim çürüse de ruhum çekecek bu acıyı
Çünkü kara gözlerini görmüş bir defa gözlerim

ADIN VE HAYALİN

Bir adın bir de hayalin kalmış meğer aklımda
Sen gideli hep ağlar oldum pencerenin başında,
Hani seninle bu pencereden kar yağışını seyretmiştik,
Kışın taa ortasında
Gömdüm diyorum sana olan sevgimi
İşte, işte o yağan karla toprağa.
Bir gece içkinin tesirinden olsa gerek
Yemin ediyordum içki kadehlerine bakarak
Dönmem diyordum ne anılara, ne de gerçek yıllara
Oysa yaşayıp da unutmak yalanmış seni bu dünyada
Çünkü ben unuttum deyip, ağlayıp hıçkırsam da karşında
Bir adın bir de hayalin varmış meğer aklımda.
Bilmem hatırlarmısın ilk buluştuğumuz yeri
Hani vitrine bakarak yürüdüğümüz o caddeyi
Oturup çay bahçesinde içtiğimiz, Remzi Dayı’nın çayını
Ben unutmadım be esmerim, ben unutmadım
Ne seninle yürüdüğüm caddeyi
Ne sana aldığım tomurcuk gülü
Ne de senin yanında tavşan kanı gelen Remzi Dayı’nın bayat çayını
Çünkü ben unuttum deyip, ağlayıp hıçkırsam da karşında
Bir adın bir de hayalin varmış meğer aklımda
Dalgınlığın esiri olurdu hep aklım, hep sonbahara kadar
Geceleri uykusuz gündüzleri de umutsuz bir yolun yolcusuyum
Çünkü ben ne kadar sensiz yaparım deyip kurşun sıksam da kadere
Yoluna adadığım can çıkmadıkça,
Aşkından yanan bedenim toprak olmadıkça,
İtiraf ederim ki sevgilim,
Ruhuma bile kazınmış ADIN ve HAYALİN

SADECE İKİ KELİME

Sadece iki kelimedir senden dileğim,
Dudaklarının arasından atıver bir anda
Duysunlar şahit olsunlar sevgimize
Yeter ki sen söyle be sevgilim
Sadece iki kelimedir senden dileğim
Yalan da olsa sahte de olsa,
Ben razıyım dudaklarının arsından çıkacak olana
Bir kere yazmışım ismini yıldızlara bulutlara
Sisler hiç kapatmaz bulutlar hiç karartmaz
Bir söylesen o iki kelimeyi,
İnan bizi ölüm bile ayıramaz.
Adını kazıdım bastığım her kaldırıma
Sonbahar yağmurlarıyla gözyaşı döktüm
Sensiz geçen akşamlarda
Hep o iki kelimenin hayalini kurdum umutlarımda
Ne olur söyle be sevgilim ne olursun söyle
Sadece iki kelimedir senden dileğim
Bu sevginin bu hayalin bu dileğin sonu da olsa
Yeter ki sen söyle
Hiç olmazsa benimle birlikte
Bak ben söylüyorum: “SENİ SEVİYORUM

BEN SENİM

Ben senim ağladığın zaman gözyaşlarınım, güldüğünde tebessümünüm.
Haykırışlarındaki feryatlarınım, bir çiçeği kokladığında hissettiğin kokuyum.
Bakışlarındaki ahenk benim, sözcüklerindeki giz benim.
Saçlarını savuran rüzgâr, tenini yakan güneşim.
Alnından akan ter benim, çatlamiş dudaklarına usulca konan.
Bir yağmur damlasıyım, arkanda seni izleyen gölgenim.
Hislerindeki korku benim, düşüncelerindeki korku benim.
Gözlerindeki yeşil, tenindeki sıcaklığınım.
Yalan söylediğin zaman doğrunum, seni doğru yola itenim.
Yüreğine aşk iksirini veren, seni sevdalara sevk edenim.
İçine çektiğim nefesim, hayata küstüğünde yaşama sevincinim.
Gönül tarlasına ektiğin ümit benim, susadığında kana kana içtiğin su.
Üzerine yazdığın bembeyaz bir sayfa, dilinden düşürmediğin türküyüm.
Üzerine basıp geçtiğin köprüyüm.
Karanlıkta kaldığında, seni aydınlatan sonsuz ışığım.
Bir kuş gibi uçmak istediğinde, çırptığın kanatların benim.
Daldığında suyun diplerine, yediğin vurgunum.
Çıktığın dağın zirvesiyim, ellerinle yoğurduğun hamurum.
Seni sarhoş eden şarap benim.
Gözyaşlarınım, tebessümünüm, feyatlarınım, hissettiğin kokuyum.
Saçlarını savuran rüzgâr, tenini yakan güneşim.
Bir yağmur damlasıyım, gölgenim, yeşilin, çelişkin, sıcaklığın benim.
Sevincin, üzüntün, kalbin, yüreğin, herşeyinim.
BEN SENİM . . .

BEN SENİM

Ben senim ağladığın zaman gözyaşlarınım, güldüğünde tebessümünüm.
Haykırışlarındaki feryatlarınım, bir çiçeği kokladığında hissettiğin kokuyum.
Bakışlarındaki ahenk benim, sözcüklerindeki giz benim.
Saçlarını savuran rüzgâr, tenini yakan güneşim.
Alnından akan ter benim, çatlamiş dudaklarına usulca konan.
Bir yağmur damlasıyım, arkanda seni izleyen gölgenim.
Hislerindeki korku benim, düşüncelerindeki korku benim.
Gözlerindeki yeşil, tenindeki sıcaklığınım.
Yalan söylediğin zaman doğrunum, seni doğru yola itenim.
Yüreğine aşk iksirini veren, seni sevdalara sevk edenim.
İçine çektiğim nefesim, hayata küstüğünde yaşama sevincinim.
Gönül tarlasına ektiğin ümit benim, susadığında kana kana içtiğin su.
Üzerine yazdığın bembeyaz bir sayfa, dilinden düşürmediğin türküyüm.
Üzerine basıp geçtiğin köprüyüm.
Karanlıkta kaldığında, seni aydınlatan sonsuz ışığım.
Bir kuş gibi uçmak istediğinde, çırptığın kanatların benim.
Daldığında suyun diplerine, yediğin vurgunum.
Çıktığın dağın zirvesiyim, ellerinle yoğurduğun hamurum.
Seni sarhoş eden şarap benim.
Gözyaşlarınım, tebessümünüm, feyatlarınım, hissettiğin kokuyum.
Saçlarını savuran rüzgâr, tenini yakan güneşim.
Bir yağmur damlasıyım, gölgenim, yeşilin, çelişkin, sıcaklığın benim.
Sevincin, üzüntün, kalbin, yüreğin, herşeyinim.
BEN SENİM . . .

BEN SENİM

Ben senim ağladığın zaman gözyaşlarınım, güldüğünde tebessümünüm.
Haykırışlarındaki feryatlarınım, bir çiçeği kokladığında hissettiğin kokuyum.
Bakışlarındaki ahenk benim, sözcüklerindeki giz benim.
Saçlarını savuran rüzgâr, tenini yakan güneşim.
Alnından akan ter benim, çatlamiş dudaklarına usulca konan.
Bir yağmur damlasıyım, arkanda seni izleyen gölgenim.
Hislerindeki korku benim, düşüncelerindeki korku benim.
Gözlerindeki yeşil, tenindeki sıcaklığınım.
Yalan söylediğin zaman doğrunum, seni doğru yola itenim.
Yüreğine aşk iksirini veren, seni sevdalara sevk edenim.
İçine çektiğim nefesim, hayata küstüğünde yaşama sevincinim.
Gönül tarlasına ektiğin ümit benim, susadığında kana kana içtiğin su.
Üzerine yazdığın bembeyaz bir sayfa, dilinden düşürmediğin türküyüm.
Üzerine basıp geçtiğin köprüyüm.
Karanlıkta kaldığında, seni aydınlatan sonsuz ışığım.
Bir kuş gibi uçmak istediğinde, çırptığın kanatların benim.
Daldığında suyun diplerine, yediğin vurgunum.
Çıktığın dağın zirvesiyim, ellerinle yoğurduğun hamurum.
Seni sarhoş eden şarap benim.
Gözyaşlarınım, tebessümünüm, feyatlarınım, hissettiğin kokuyum.
Saçlarını savuran rüzgâr, tenini yakan güneşim.
Bir yağmur damlasıyım, gölgenim, yeşilin, çelişkin, sıcaklığın benim.
Sevincin, üzüntün, kalbin, yüreğin, herşeyinim.
BEN SENİM . . .